31 May 2009

V



vâcib: gerekli olan şey.
vahdet: birlik.
vakt: vakit, zaman.
vala: gelinin başına örtülen bir çeşit örtü.
vâlâ: yüce, yüksek.
varak: yaprak, kağıt veya kitap yaprağı, yazılmış kağıt.
vasl: birleşme, kavuşma.
vasvetmek: övmek, anlatmak.
vaya: fayda.
vech: yüz.
velbağsü bağdel mevt: öldükten sonra dirilme (Haktır).
velekad: asalet, iyilik.
velvele: gürültü, bağrışma.
veribidi: vermişti.
veri gelmek: vermek.
Vesvas: Kur'an-ı Kerim'de Nas suresi. 114/4. ayet.
vesvese: şüphe, kuruntu.
vettekun: çekinin, sakının.
viribidi: yolladı, gönderdi.
viribimek: yollamak, göndermek.
visâl: kavuşma, sevgiliye kavuşma.
vuslat: kavuşma.
vücut şehri: beden, can, özvarlık.