1 Haz 2009

İ



ibadet: Tanrı buyruklarını yerine getirme, Tanrı'ya yönelik saygı davranışı, tapmma, kült.
iblis: şeytan.
ibtida: önce, ilk önce, başlangıç.
ibrim ibrim: dalga dalga ibrişimli, gelinin başına takılan ipek tel.
icazet: izin, onay.
içre: içinde, içeri.
içün: için.
ider: edr, yapar.
iflah: onma, zor durumdan kurtulma, iyi duruma gelme.
iflâh olmak: kurtulmak.
iftihar: öğünme.
igit: yiğit, erkişi.
iğen : pek, çok.
iğenli: güzel kokulu.
iğva: hırslandırma, kışkırtma.
ihlâs: özlü, gönülden davranma, içtenlik, temiz yüreklilik, Tanrı'nın birliğini belirtme.
ihsân: bağış.
ihtisap, muhtesip: belediye başkanının görevi, belediyeye verilen vergi.
ihvan: candan bağlı arkadaş, dost, tarikat arkadaşları.
ikab: azap, eziyet.
ikdam: gayret ve sebatla devamlı çalışma.
iki cihan: dünya ve ahiret.
ikicilik: kararsız.
ikrâr: saklamadan söyleme, açığa vurma, tarikata girdiğini dil ile söyleme.
ilâyık: lâyık, yaraşır.
ilen (inen): ile.
ilgar: verilmiş söz, ant, ılgar.
ilm-i ledün: Tanrı sırlarından ve Tanrı niteliklerinden söz eden bilim.
iltirmek: götürmek.
imâret : emirlik, beylik. 2- yapı, mamur yer.
imdi: şimdi, buna göre, bu durumda, artık.
imhal: zaman vermek
İmran: Musa peygamberin babası, Kur'an'ı Kerim'in üçüncü suresi.
inam: inanılmış, güvenilmiş, emin.
inâyet: iyilik, lütuf, çaba.
ingin: alçak yer
inleyüben: inleyerek.
inil inil: iniltili
inli: dertli, ağıtlı, yaslı
ins ü can: insanlar ve cinler.
ins ü cin: insan ve cinler.
intiha: son, nihayet, eğitme.
intizar: beddua. 2- bekleme, beklenilme, gözleme.
ireng: renk
ireyhan, reyhan: fesleğen.
irfân: bilgi, biliş, buluş, anlayış. Tanrı'nın sırlarını ve gerçeklerini kavrama.
irmez: ermez, kavuşmaz, ulaşmaz.
irşat(irşad): uyarma, aydınlatma, doğru yola götürme, tarikat yolunu gösterme.
irte: erte.
irtikâp: bir kötülük işleme, yiyicilik, rüşvet yeme.
iskâncı: yerleştirici, konukçu.
issi: sahip.
ispir: şahinden sonra avcı kuşların en mahiri.
istifsar etme: ifade etme, sorma, sorup anlama.
istiğfar: Tanrı'dan günahların bağışlanmasını dilemek.
işve: kadınların hoş aldatıcı tavırları, naz, cilve.
itgin: yitik, yitkin.
ittifak: birleşme.
ivaz: bedel, karşılık, karşılık olarak verilen şey.
ive: acele.
ivmek: acele etmek.
izik: ten
izz: üstünlük, yücelik.
izzet: yücelik, ululuk, değerlilik, saygı, ikram, güç, kuvvet.