1 Haz 2009
Ç
çağa: çocuk
çağrışmak: bir ağızdan bağırmak, yaygara etmek.
çâh, çeh: kuyu, çukur.
çâk: yarık, yırtık, yırtmaç.
çakır dikeni: yuvarlak meyveli bir çeşit diken.
çal: ala renk.
Çalap: Tanrı
çalhanmah: çalkanmak.
çalınmak: vurulmak.
çallı çapraz: çapraz çizgili bir şal deseni.
çalma: 1.Başa sarık gibi bağlanan düz ya da işlemeli kumaş. 2.Çember de denilen baş örtüsü, çetme.
çalmak: doğmak, vurmak, atmak.
çapraz: eğik olarak birbiriyle kesişen.
çar: dört.
çar anasır: dört unsur, dört temel unsur; toprak, su, hava, güneş.
çarh: gök
çarha vurmak: çarkta bilemek.
çarkacı: ordunun öncüleri.
çatılı: bağlı, kurulu.
çenber: yama, yemeni, baş örtüsü.
çerağ, çırağ: çıra, mum, ışık.
çeri: asker
çerp: yağlı
çerviş: yemekteki yağ.
çeşm: göz.
çeşmek: düğüm çözmek.
çeşte: altı telli bir saz, müzik aleti.
çevgân: ucu topuzlu, eğri bir değnek. küçük bir topla oynalınan bir oyunda topu çelmek için kullanılan ucu eğri sopa.
çevre: sırma işlemeli baş örtüsü, mendil.
çeyman: kıl ya da yünden dokunma yamçı, kepenek.
çezilmek: çözülmek.
çezmek: çözmek.
çığa: gelinlerin başlarına konan parlak süslü tel.
çığalamak: çarçaflanmak, süslenmek, taşlanmak, cilalanmak.
çığrışmak: bağrışmak.
çılbak: çıplak
çınılamak: çınlamak.
çırağ, çırak, çerağ: ışık, mum, kandil
çırnak: yırtıcı kuşların pençesi.
çiğin: omuz.
çirk: çirkef, pis, iğrenç su.
çimmek: yıkanmak.
çit: başörtüsü, yemeni.
çitinmek: birbirine sürünmek.
çiyn: omuz.
çizmek: çözmek.
çizginmek: dönüp dolaşmak.
çöksü: üste konan şey, çivi
çöpür: yünün tarandıktan sonra kalan kaba kötü kısmı.
çövmen: yemiş toplamakta kullanılan ucu çatallı değnek.
çukal: zırh
çukallu: zırhlı, zırhlar giyinmiş.
çul: kıldan yapılmış kaba dokuma.
çulha: bez dokuyan
çün: çünkü, madem, mademki
çüt: çift.
çüter çüter: çifter çifter.